Ergenlerde depresif duygu durumu yaygın olarak görülebilmektedir. Karşılaştıkları problemlerle baş etme de güçlükleri olan veya doğru olmayan yöntemler deneyen ergenler bazı psikolojik sorunlar yaşayabilirler.
Ergen, bu dönemde psikolojik, fiziksel, duygusal vb. birçok alanda belirgin değişimler geçirir. Bu değişimlerden en büyüğü ergenin duygu durumunda meydana gelen depresif duygulardaki artıştır. Ergenlerde tipik depresyon belirtileri sıklıkla olmamaktadır; depresyon gençlik çağında tüm belirtileriyle birlikte çok seyrek olarak görülmektedir. Ergenlikte ise daha çok davranış ve tutum değişiklikleri öne çıkmaktadır.
Depresif duygu durumu kimi zaman kısa kimi zaman ise uzun süreli ortaya çıkmaktadır. Depresif duygu durumunun kısa süreli yaşandığı durumlarda ergen kendini üzgün, mutsuz, kötü hisseder ancak bu durum normal hayatına devam etmesine engel olamaz. Diğer yandan depresyonla ergenlikteki mutsuzluğu karıştırmamak gerekmektedir, hızla değişen duygulara bu dönemde sık rastlandığını unutulmamalıdır. Aniden öfkelenen, çılgınca davranışlar gösteren ergen, beş dakika sonra gülerek şakalar yapabilir. Bu davranışı bir problem olarak görmemeli, sadece geçiş döneminin tipik bir davranışı olarak algılanmalıdır.
Ergenlikte depresyonun ortaya çıkmasından 4 önemli faktör söz konusudur:
1. Biyolojik Faktörler:Ergenlerin depresyona yakalanmasında kalıtımın önemli bir etkisi vardır. Biyolojik etkileri inceleyen araştırmalar sonucunda bulunan verilere göre; tek yumurta ikizleri ile evlat edinilmiş çocuklarla yapılan araştırmalar, depresyonda kalıtımın önemli bir faktör olduğunu göstermiştir. Ayrıca hamilelik sırasında annelerdeki psikiyatrik bozukluğun çocuklarında depresyon olma ihtimalini artırdığı da bilinmektedir.
2. Psiko-sosyal Faktörler:Çocukluk insan yaşamında birçok şeyin temelinin atıldığı bir dönemdir. Mevcut koşulların dışında çocukluk dönemindeki yaşantıların da ergenlik depresyonunun temelini oluşturduğunu belirtilmektedir. Ebeveynler tarafından yeterince ilgi ve sevgi görmemek, anne-babanın ayrı yaşaması, aşırı derecede denetim ve kontrole maruz kalmak, özellikle kız çocuklarında depresyona yol açmaktadır.
3. Bilişsel-Davranışsal Faktörler:Özgüvenleri düşük, kendilerini sürekli eleştiren, olumsuz olaylar ve durumlar üzerinde kontrol gücünün olmadığını düşünmeye eğilimli ergenlerde, stres yaratan olaylar ve durumlarla karşılaşma depresyon riskini artırabilmektedir.
4. Diğer Faktörler: Uzun süreli hastalıklar, kronik ve genetik rahatsızlıklar ergenin ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Okulda başarısız olmak, aşırı sınav kaygısı, sınıf geçememe korkusu gibi rahatsızlık verici olaylara ve durumlara verilen tepkiler de ergenin depresif duygular yaşamasına neden olmaktadır.
‘’Sivilce, bazen de somut bir neden olmaksızın sadece fantezi düzeyindeki bir düşünce ‘beni kimse sevmiyor, çok değersizim, çirkinim, biçimsizim, hiçbir zaman başarılı olamayacağım’ gibi düşünceler, ergenin depresyona girmesi için yeterli olabilmektedir.’’ (Prof. Dr. Betül Aydın)
Ergenlikte depresyona neden olabilecek birçok şey sıralanabilir. Bu nedenlerden en etkili olanı kalıtım olmasına rağmen en sık görülen nedenler ise bilişsel-davranışsal nedenlerdir. Ergenin duyguları, düşünceleri bu dönemde çok dengesiz olmaktadır. Bu yüzden ergen çoğu zaman doğru karar verememekte; çoğu zaman da çevresinde gelişen olayları ve çevresindeki insanları yanlış yorumlayabilmektedir. Bu durumda da depresif duygu durumları ergen için kaçınılmaz olmaktadır.
Depresyon geçiren ergenlerin uzman desteği almaları son derece önemlidir. Depresyon ciddi bir durumdur ve müdahale edilmezse ergen bireyin hayatını tehdit eder bir duruma gelebilir. Eğer ergen destek almayı reddederse aile üyelerinin ya da ergenle ilgilenen diğer yetişkinlerin bir uzmandan yardım alması faydalı olabilir. Çünkü ergenlik dönemi depresyonu müdahale edilmediği zaman madde bağımlılığı ve intihar riski taşır.
Son olarak ergenin bu duruma gelmesine izin vermemek; ergene bu döneminde olabildiğince destek olmak ve anlayışlı davranmak gerektiği unutulmamalıdır.